Gavurdağı (şimdiki adı Nurdağı), görünüşünün tersine derin vadilerle, sarp kayalıklarla doludur. Çam kokusu, kekik kokusu bu dağların üstünde hiç eksik olmaz.
Çok eski zamanda, Durmuş Ali adlı bir Avşar delikanlısı avcılığı, özellikle geyik avcılığına meraklıdır. Günlerden bir gün Durmuş Ali bir geyik yavrusunu vurup eve getirir. Anası bir oğlu Durmuş Ali'ye, bir geyik yavrusuna bakar, içi sızlar. Bu arada oğlunu bir iyice azarlar, ona öğütler verir, bir daha geyik avına gitmemesini söyler.
Durmuş Ali anasını dinlemez. Yine geyik avına çıkar. Bu kez peşine katıldığı geyik daha önce vurup öldürdüğü geyiğin anasıdır. Ana geyik Durmuş Ali'yi sarp kayalıklara çeker. O koca kayaların arasında bir görünür bir yok olur. Durmuş Ali de peşinde... Derken delikanlı kayalıklardan aşağı düşüp yuvarlanır, yaralanır.
Sonrası, bu türküyü söyledikten sonra ölür.
Kimi kaynaklar öykünün kahramanını "Halil" olarak gösterirler.
Ben de gittim bir geyiğin avına
Geyik de çekti beni kendi dağına
Tövbeler tövbesi geyik avına
Siz gidin kardeşler kaldım kayada
Ben giderken kayabaşı kar idi
Yel vurdu da ılkım silkim eridi
Ak bilekler taş üstünde çürüdü
Siz gidin avcılar kaldım kayada
Urganım kayada asılı kaldı
Asbabım sandıkta basılı kaldı
Sılada nişanlım küsülü kaldı
Siz gidin kardeşler kaldım kayada
Kayanın dibine çadır kursunlar
Çifte davul, çitfe zuma vursunlar
Nişanlımı kardeşime versinler
Siz gidin kardeşler kaldım kayada
KAYNAK:
* Türk Halk Müziği ve Oyunları, Folklor Dergisi, 1. cilt, sayfa 159, 1982, Ankara. (Ağıdm öyküsünü ilk kez Yaşar Kemal Göğceli derlemiştir. T. F. A. 3. cilt, sayfa 850).
AÇIKLAMA:
* Ilkım silkim: Belli belirsiz, yavaş yavaş serap gibi.
* Asbap: Giysi, elbise.
Öyküleriyle Ağıtlar
Ahmet Z. ÖZDEMİR