KIRIK HAVALAR

HEM OKUDUM HEMÄ° DE YAZDIM


Repertuar No
1168 
Yöresi- İli
İlçesi- Köyü
-  
Kaynak KiÅŸi
Derleyen
Notaya Alan
Ä°cra Eden
Makamsal Dizi
Konusu - Türü
Karar Sesi
La 
BitiÅŸ Sesi
La 
Usül
2/4 
En Pes Ses
La 
En Tiz Ses
Do 
Ses GeniÅŸliÄŸi
10 Ses 


                    Kaynak kiÅŸiden


                    Günümüz yorumu




TÜRKÜNÜN SÖZLERİ

HEM OKUDUM HEMÄ° DE YAZDIM
YALAN DÃœNYA SENDEN BEZDÄ°M (of)
DAÄžLAR KOYAÄžINI GEZDÄ°M
YÄ°TEN YAVRU BULUNUR MU

EL YAZIYA EL YAZIYA
DUMAN ÇÖKMÜŞ ÇÖL YAZIYA (of)
KURBAN OLAM KURBAN OLAM
BEŞİKTE YATAN KUZUYA (vay)

EL VERÄ°YOR EL VERÄ°YOR
ORTA DÄ°REK BEL VERÄ°YOR (of)
DÖNDÜM BAKTIM SAĞ YANIMA
MEHEMMEDÄ°M CAN VERÄ°YOR (vay)

KOYAK : 1- İki dağ arasında kalan büyük çukur, vadi:
2- Dağlarda ve kayalıklarda oluşan çukur

-------------------------

NOT : 1168 Repertuar numaralı "HEM OKUDUM HEMİ DE YAZDIM" isimli türkünün kaynak kişisi Ali Ciyez olarak görünmektedir. Türkünün, derleme fişinde ise Ali Bilgin yazdığı, düşünceler bölümünde de "DEF " diye not düşüldüğü okunmaktadır.
Çorum İli'ne ait ses kayıtları incelendiğinde; bahsi geçen iki kaynak kişinin ses renkleri birbirine çok benzemektedir. Ancak Ali Ciyez'in yaklaşık 40 türküyü Bağlama çalıp söyleyerek verdiği, Ali Bilgin'in ise 17 türküyü Def çalarak söylediği işitilmektedir.
"HEM OKUDUM HEMİ DE YAZDIM" adlı türküde ise hem Bağlama hem de Def sesi duyulmaktadır. Bağlama'nın tonu ve akordu Ali Ciyez ses kayıtlarındaki Bağlama ile aynıdır.
Sonuç olarak; Türküyü Ali Ciyez'in Bağlama çalarak okuduğu, Ali Bilgin'in ise ona Def ile eşlik ettiği, derleme fişine Ali Ciyez isminin yazılmasının unutulduğu, türkünün notasyonu sırasında bu durumu fark eden ve ses kaydını da zaten kendisi yapan Sn. Muzaffer Sarısözen Hoca'nın, nota üzerine bilgileri düzelterek doğru yazdığı anlaşılmaktadır.


 

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

     Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nun son yıllarında savaÅŸlar, kıtlık, yokluk ve bunlara baÄŸlı hastalıklar, Anadolu insanını periÅŸan etmiÅŸti.
     Anlatılanlara göre, AvÅŸar yöresinde (Kayseri - Pınarbaşı) bir köyde Hatice adlı bir kız yoksulluk içinde büyür. Hatice koyun güder, keçi otlatır.. 15 yaşına gelince de anasını ve babasını kaybeder. Bundan sonra da EÅŸref AÄŸa adlı birinin çiftliÄŸinde hizmetçi olarak çalışmaya baÅŸlamış.
     Hatice, çiftlikteki ırgatlardan Ä°smail adındaki birine aşık olur ve onunla evlenir. Ama yıllar geçer çocukları olmaz. Hocaya, hacıya, ziyarete giderler bir yarar saÄŸlamaz. Nihayet, bunların 7 yıl sonra bir çocukları olur, adını Mehmet koyarlar. Daha sonra da bu çocuk hastalanır ve veremden ölür.

Hem okudum hemi yazdım 
Yalan dünya senden bezdim 
DaÄŸlar koyağını gezdim 
Yiten yavru bulunur mu

El veriyor el veriyor 
Orta direk bel veriyor 
Döndüm baktım sol yanıma 
MehemmedÂ’im can veriyor

El yazıya el yazıya 
Duman çökmüş çöl yazıya 
Kurban oluyum oluyum 
BeÅŸikte yatan kuzuya

Bak ÅŸu kaÅŸa bak ÅŸu göze 
Yandı yürek döndü köze 
Mehemmet'i bir top beze 
Saran dünya değil misin

Erciyes'e dolu yaÄŸmış 
Serpintisi bize deÄŸmiÅŸ 
Hatirlenme nazlı kızım 
Emir büyük yerden gelmiş

KaÅŸlarının karasına 
Mil çekmiÅŸler arasına 
Doktor çare bulamamış 
Mehemmet'in yarasına

Evleri var bucak bucak 
Ot götürür kucak kucak 
Kadanız alıyım eller 
Böyle m'olur batkın ocak

KAYNAK:
*Ahmet Günday, Notaları ile Halk Türküleri ve Türkü Öyküleri. Anıt Matbaa¬cılık ve Tic. Kol. Şir. 1977, İzmir.
*Haşim Nezihi Okay, Dadaloğlu, Hayatı ve Deyişleri. Emek Basın Yayımevi. 1959, Ankara.
*Emir Kalkan, Kayseri ve Yöresi Ağıtları. Kültür Müdürlüğü 1992, Kayseri.

AÇIKLAMA:
Koyak: Dağlar içindeki düzlük.
Oluyum: Olayım.
Mil çekmek: Kaşı daha gür göstermek için ateş isinden kara çekerek çatıkkaş yapmak.
Ev bucak: Evlerde odaların kapıdan tarafı, alıyım: Alayım.

                                              Öyküleriyle Ağıtlar
                                              Ahmet Z. ÖZDEMÄ°R