KIRIK HAVALAR

Ä°NÄ°ÅžTE YOKUÅžTA ATA BÄ°NMEZDÄ°M


Repertuar No
4305 
Yöresi- İli
İlçesi- Köyü
-  
Kaynak KiÅŸi
Derleyen
Notaya Alan
Ä°cra Eden
 
Makamsal Dizi
Konusu - Türü
Karar Sesi
La 
BitiÅŸ Sesi
La 
Usül
4/4 
En Pes Ses
La 
En Tiz Ses
La 
Ses GeniÅŸliÄŸi
8 Ses 




TÜRKÜNÜN SÖZLERİ

Ä°NÄ°ÅžTE YOKUÅžTA ATA BÄ°NMEZDÄ°M
ZÃœLKÃœF'ÃœM KURÅžUNA BOYUN EÄžMEZDÄ°M
YANIMDAN DEÄžSEYDÄ° BELKÄ° DE BOYUN EÄžMEZDÄ°M

Bağlantı:
NEDEM ANAM NEDEM KADERİM BÖYLE
BEYNÄ°MDEN VURULDUM GEL OTUR AÄžLA

YIÄžIKÄ° BAÄžLARININ MEYVESÄ° DEÄžDÄ°
ZÃœLKÃœF BÄ°R KURÅžUNA BOYNUNU EÄžDÄ°
ATILAN KURÅžUNLAR ZÃœLKÃœF'E DEÄžDÄ°

Bağlantı


 

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

     Bu türkü 19 Åžubat 1968 tarihinde Elazığ Yemeniciler çarşısında bir gece bekçisi tarafından gizlice arkasından vurularak öldürülen Elazığlı kabadayı Zülküf Kar'ın arkasından yakılmıştır.
     Zülküf Kar, 1934 yılında Elazığ’ın  Yiğıki (Aksaray)  Mahallesi'nde doÄŸmuÅŸtur. 
     Bir evin bir tek oÄŸludur.
     Okur yazar olacak kadar okumuÅŸtur.
     Babası Ä°slam Bey, Erzurum'dan gelmiÅŸ ve Elazığ'a yerleÅŸmiÅŸ bir PTT memurudur.
     Ã‡ocukluk devresinden itibaren pervasız ve korkusuz fakat mert ve dürüst bir yapısı vardır. En ufak bir kavgada onunla baÅŸ etmek pek de mümkün olmaz. 
     Daha kendisi gençliÄŸe adım atarken babası ve annesi aralıklarla vefat eder. 
     Ä°ri yapılı ve kuvvetli bir genç haline gelince, Elazığ’ın bazı eÄŸlence mekanlarına takılmaya baÅŸlar. Daha 18 yaşında, uzun boylu, kıvırcık saçlı, 100 kiloya yakın ağırlığı ile güçlü - kuvvetli, sürekli takım elbise giyen yakışıklı bir delikanlı olup çıkar. Elazığ gazinolarında eÄŸlenmek için arkadaÅŸları ile beraber olduÄŸu zamanlar yaÅŸanan bazı kavgalarda cesareti ve mertliÄŸi ile kendisini gösterir ve kısa zamanda kabadayı olarak tanınır. 
     Bir zaman sonra Ankara'da ve bazı diÄŸer illlerde de eÄŸlence sektörünün bazı alanlarına gider ve oralarda da arkadaÅŸlar edinir. (Kaslı kabadayı Küret Cemali en samimi arkadaÅŸlarından biriymiÅŸ, ara sıra AnkaraÂ’da ve Elazığ’da buluÅŸurlarmış)
     Ä°lerleyen zamanlarda artık belli çevrelerden bir nevi haraç alabilen, bazı eÄŸlence yerlerine direkt olarak hükmedebilen ve epeyce maddi olanaklara  kavuÅŸan bir kabadayı olur. 
     Mahallesinde ve yörede fakir ve ihtiyaç sahiplerine maddi yardımlarda bulunur. Odunu - kömürü olmayanların kışlık yakacakların alır. Benzeri konularda bir yardımsever olarak birçok kiÅŸinin yardımına koÅŸar ve bu yönüyle garibanlar ve ihtiyaç sahipleri tarafından sevilir ve taktir edilir. 
     Kabadayıdır ama kesinlikle çok dürüst, güvenilir ve namuslu bir insandır. Ankara'da bir gazinoda eÄŸlenirken çıkan bir kavgada 2 kiÅŸi ölür ve kendisi de 15 yerinden bıçaklanır. Fakat tedavi  olduktan sonra  iyileÅŸir ve tekrar Elazığ'a döner. Elazığ'ın eski Gölcük Sineması'nın karşısında Keban Taksi adında bir taksi durağı açarak onu çalıştırmaya baÅŸlar. 5 sene bu taksi durağını iÅŸletir. (BilindiÄŸi gibi o zamanın taksileri hep Ä°mpala, Chevrolet gibi taksiler idi). 
     O yıllarda taksi az olduÄŸu için mahalleler ve köyler arasında  ulaşım için daha çok fayton çok kullanılırmış. Durumu iyi olanların genelde tanıdığı ve güvendiÄŸi bir faytoncusu varmış. Faytoncu Hilmi de Kabadayı Zülküf'ün faytoncusu imiÅŸ. Birgün Yiğıki'de bir bahçede eÄŸlenirken faytoncusunu bir ÅŸey almak için çarşıya göndermek ister. Faytoncu Hilmi itiraz edince kızar ve palaskasından tutarak onu oradaki aÄŸacın dalına asar. (Tanıyanlar gücü ve kuvvetinden bahsederken bu hadiseyi örnek verirler.)
     Mecbur kalmadıkça ateÅŸli silah taşımaz ve kullanmazmış. 
     Gazino aleminde ve eÄŸlence sektöründe yaÅŸadığı olaylarda çok karşı karşıya gelmiÅŸ olacak ki zabıta ile arası pek iyi deÄŸilmiÅŸ. Genellikle tek başına gezermiÅŸ.
     AÄŸa, bey ve devlet yöneticileri ile herhangi bir samimiyet kurarak iÅŸlerini yürütme yoluna pek girmezmiÅŸ. 
     1968 yılına geldiÄŸinde Erzurum'dan akrabaları olan bir bayanla niÅŸanlanmış. Aynı yıl ÅŸubat ayının 19'unda Elazığ Demir Gazinosu'nda eÄŸlenirken birilerinin sataÅŸması üzerine  kavgaya karışmış. (Bu sataÅŸmanın kendisinden rahatsız olan o zamanın Elazığ'ın bazı çevrelerinin kuryeleri tarafından kasıtlı olarak çıkartıldığı söylenmektedir). Gece saat 02.00 civarında asayiÅŸ yetkilileri kendisini sorgulamak istemiÅŸ. Fakat cesur ve gözü pek Zülküf'e fazla yaklaÅŸmamışlar. Zülküf ise üzerinde silah olduÄŸu için gazinoyu terkedip Elazığ yemeniciler çarşısına doÄŸru uzaklaÅŸmaya baÅŸlamış. Yerde çok kar ve buz varmış. Bir ara ayağı bir buz parçasına takılınca kayıp düşmüş. Arkasından yetiÅŸen gece bekçisi Ali Koç, gizlice arkadan beynine ateÅŸ ederek öldürmüş. (Bu bekçi ise, Zülküf'ün o kış yakacağını alarak yardım ettiÄŸi bekçiymiÅŸ).
     Dürüst, namuslu, güvenilir ve baÅŸkasının malına ve mülküne tecavüz etmeyen, fakir ve muhtaçları kollayan Zülküf'ün bu ÅŸekilde niÅŸanlıyken arkasından habersizce beynine sıkılan bir kurÅŸunla daha 34 yaşında iken öldürülmesi, kısa zamanda Elazığ'ın her yanında üzüntüye sebep olmuÅŸ. Bir nevi Elazığ ayaÄŸa kalkmış. 
     Cenazesi Yiğıki Yeni Mezarlığı'na kaldırılırken binlerce insan eÅŸlik etmiÅŸ. Fakat ailesinden pek kimse yokmuÅŸ. Zaten iki kız kardeÅŸi çok önceleri (1950Â’lerde) BursaÂ’ya yerleÅŸmiÅŸ. Elazığ’da halen sadece dayısının oÄŸulları vardır).
     Ä°ÅŸte bu acıklı son nedeniyle meçhul bestekarlar Zülküf'e ağıtlar yakmaya baÅŸlamış. Bu ağıt daha sonra sevilen mahalli sanatçı Sıtkı Demirci tarafından, 1969 yılında bir Elazığ ezgisi olarak plaÄŸa okunmuÅŸ. Plağın çıkmasından sonra ezgi çok yayılmış ve o günden sonra defalarca kayıtlara ve bantlara geçecek ÅŸekilde mahalli sanatçılarca  okunmuÅŸtur.
     (Åžemsettin TaÅŸbilek tarafından derlenmiÅŸtir.)

Salih TURHAN - Abuzer AKBIYIK - Sabri KÜRKÇÜOĞLU
Notalarıyla Türkülerimiz ve Hikayeleri, C 2, İstanbul 2003.