Diyarbakır'ın köklü ailelerinden olan Cemil Paşa'nın Diyarbakır'da çok büyük bir konağı vardır.
Bu konakta yirmiye yakın hizmetçi bulunmaktadır. Cemil Paşa'nın birkaç tane hanımı vardır ve hepsi de bu konakta oturmaktadır. Cemil Paşa, Halep'te görevli iken orada da bir hanım alır ve bir müddet sonra bu hanımını Diyarbakır'a göndereceğini ve Urfa'da karşılanmasını büyük oğlu Mustafa Paşa'dan ister.
Mustafa Paşa, babasının bu isteğini yerine getirmek için hazırlıklara başlar ve Diyarbakır'dan bir kervan çıkararak Urfa'ya gönderir. Bu kervanda Mustafa Paşa'nın dostu olan Ermeni bir kadın da bulunmaktadır. Kervan Urfa'ya varır. Büyük evlerden birine gelen konuklar yerleştirilir.
Mustafa Paşa, birkaç gün sonra Diyarbakır'dan Urfa'ya hareket eder. Yanındaki adamları ile Halep'ten yola çıkan üvey annesini karşılamak üzere Urfa'nın dışına çıkarlar. Gelen kervanı karşılayarak Urfa'daki konaklanacak eve gelirler.
Evin önü meraklı vatandaşlar tarafından doldurulmuş. Büyük bir kalabalık toplanmıştır. Mustafa Paşa, atının üzerinde kendilerini seyretmeye, karşılamaya gelenleri selamlar. Mustafa Paşa'nın dostu elini, paşanın atının üzengisine koyup paşanın atından ineceği sırada töre gereği çizmesini tutarak öpmek ister. Mustafa Paşa, dostunun elinin atın üzengisinde olduğunu fark etmeden sağ ayağını üzengiye aniden koyunca dostunun eli çizmenin altında kalarak ezilir ve kanar. Paşa, bağırtı ile birden dostunun eline bastığının farkına varınca hemen ayağını kaldırır ve atından iner. Cebinden çıkardığı ipek mendili ile dostunun elini sarar ve üzüntülü bir şekilde misafir kalacakları evin kapısından içeri girer. İki gün Urfa'da dinlendikten sonra hep beraber Diyarbakır'a dönerler.
Bir müddet sonra Mustafa Paşa'nın Ermeni dostu bir Ermeni ile gizlice evlenir. Evlendikleri gecenin sabahı Mustafa Paşa'nın korkusundan Halep'e gitmek üzere Diyarbakır'dan ayrılırlar. Birkaç gün sonra durumdan haberdar olan Mustafa Paşa, dostunu bulmak için adamlarını Halep'e gönderir. Adamları aramalardan bir netice alamayıp Diyarbakır'a geri dönerler. Türkü bu olay üzerine yakılmıştır.
* Bu hikayeyi ve türkünün orijinal dörtllüklerini Mustafa Paşa'nın torunu olan 95 yaşındaki Seniha Güran Hanım'dan 2001 yılında derledim.
Diyarbakır Kültürü
Vedat GÃœLDOÄžAN