AÄŸ Gelin de indi m'ola yayladan (AÄŸ Gelin)
Kaşın değil gözün beni ağladan (Ağ Gelin)
Bu güzellik sana Kadir Mevla'dan (Ağ Gelin)
Alırım ahdımı da koymam kız sende (Ağ Gelin)
Ağ Gelin de oturmuş daşın üstüne (Ağ Gelin)
Daramış zülfünü kaşın üstüne (Ağ Gelin)
Bir selamın gelmiş başım üstüne (Ağ Gelin)
Ölürüm de ahdımı koymam kız sende (Ağ Gelin)
Yüce dağ başında yayılır yılan (Ağ Gelin)
Göç etmiş aylesi evleri viran (Ağ Gelin)
Var mı bu dünyada sevdiğin alan (Ağ Gelin)
Alırım ahdımı da koymam Ağ Gelin sürmelim
Ağ gelinle ilgili olarak anlatılan farklı hikayeler vardır. Ancak yörede gerek ağıt gerekse destansı şiirlerde aynı söz dizeleri sıkça kullanılmaktadır. Yozgat'taki bir ezginin sözleri Çorum'da ya da Kayseri'de de sıklıkla görülebilir.
Hadiye Hanım'ın 1920'li yılların sonlarına doğru okuduğu tahmin edilen bir plakta bugün yörede okunan "Ağ Gelin" havasını yaklaşık aynı ezgi ve farklı sözlerle "Gelin çıkarma havası" olarak okuduğu görülmektedir. Aşağı yukarı her köyde bir "Ağ Gelin" vardır. Zaman zaman buna rastlamak mümkündür. Yaşanan bir hadise aynı sözlerle ve aynı ezgiyle olay üzerine ağıt veya diyeşet şeklinde söylenebilir. Ağ Gelin hikayesini bir yere hapsetmek doğru olmasa gerek. Yozgat'ta yaşanan bu hadise bir başka yörede daha benzer şekilde yaşanabilir. Niğde dolaylarında da "Ağ Gelin" türküleri söylenir. Bir de "Sürmelim" gibi sözlerin sonunda "Ağ Gelin" ünlem olarak da kullanılmaktadır.
Yozgat'ta "Ağ Gelin" ile ilgili olarak bilinen hikaye şöyledir:
Ağ Gelin, Yozgat'ın Sarıkaya İlçesine bağlı Hisarbey Köyü'nden olup, aynı köyden İdris adında bir gençle evlenir. Ağ Gelin, güzel bir kadındır ancak çocuğu olmamaktadır. İdris bu sebeple mutlu olamaz ve 1920'li yıllarda Ağ Gelin'i baba evine geri yollar. Kardeşleri, Ağ Geli'ni Çayıralan İlçesi'ne bağlı Aldemir Köyü'nden, Ermeni İsyanı sırasında çete kurarak nam salmış ve Ermenileri püskürtmüş yiğit birisi olarak bilinen Muhsin Ağa'ya kuma ( ikinci ya da üçüncü eş ) olarak verirler. Ağ Gelin'in Muhsin Ağa'dan da çocuğu olmaz.
Bir gün Muhsin Ağa'nın evine zaptiye komutanları gelir. Ağa onlara ikram için koyun keser. Ağ Gelin de çok güzel yemek pişiren bir kadındır. Ne var ki, bunu kıskanan kuması damın başına çıkarak bacadan yemeğin içine kurum döker. Muhsin Ağa: "Ağ Gelin sen güzel yemek yapardın ne oldu ?" diye sorar. Ağ Gelin durumu anlamasına rağmen kumasını ele vermez ve durumu geçiştirir.
Birkaç yıl sonra Muhsin Ağa ölür ve Ağ Gelin yine dul kalır. Kısa bir süre Aldemir Köyü'nde bekler. Sonra Yerköy'e gelin gider. Gelin gittikten sonra durumuna çok üzülen komşusu "Kel Keziban" Ağ Gelin'in yaşadıkları üzerine bu türküyü yakar.
Halk arasında yaygın olarak okunmakta olup, TRT THM Repertuarı'nda görülmeyen sözleri de vardır;
Bir taş attım şu Çamlığın ardına
Düştü m'ola Ağ Gelin'in yurduna
Åžu feleÄŸin benim ile derdi ne
Alırım ahdımı koymam Ağ Gelin
Yüce dağ başında çanlı kilise
Yazın evrakımı verin polise
EÄŸer annen seni bana verirse
Dam başında kurban kesem Ağ Gelin
Kaynak: Selahattin Bölük (1947), Şükrü Şafak (1947)
Not: Kaynak kişilerden Şükrü Şafak Ağ Gelin'i 1969 yılında yaşlı bir kadın olarak gördüğünü belirtmiştir.
HABİP COŞKUNSOY