KIRIK HAVALAR

YENİ KAPIDA ATLILAR


Repertuar No
3022 
Yöresi- İli
İlçesi- Köyü
-  
Kaynak KiÅŸi
Derleyen
Notaya Alan
İcra Eden
 
Makamsal Dizi
Konusu - Türü
Karar Sesi
La 
BitiÅŸ Sesi
La 
Usül
4/4 
En Pes Ses
La 
En Tiz Ses
Mi 
Ses GeniÅŸliÄŸi
5 Ses 




TÜRKÜNÜN SÖZLERİ

YENİ KAPIDA ATLILAR (uy amman amman)
DİZİLMİŞ SİNİ TATLILAR (uy amman amman yar amman)
YARİM BENİ BEĞENMEZDİN (uy amman amman)
BAK BANA NİŞAN TAKTILAR (uy amman amman yar amman)

ZÜLÜFÜNÜ TARAMADIM (uy amman amman)
ÇOK İSTEDİM ALAMADIM (uy amman amman yar amman)
CÜMLE KUŞLAR YUVA YAPMIŞ (uy amman amman)
BİR KUŞ KADAR OLAMADIM (uy amman amman yar amman)

YARA BAÄžLAR YARA BAÄžLAR (uy amman amman)
SİNEM GÖZ GÖZ YARA BAĞLAR (uy amman amman yar amman)
BEN BU DERTTEN ÖLÜRÜSEM (uy amman amman)
DÜŞMAN GÜLER DOSTLAR AĞLAR (uy amman amman yar amman)

CÜMLE : Bütün, hep


 

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

     Diyarbakır'ın ileri gelen ailelerinden birine mensup olan Nevaf Bey çok varlıklıdır. Diyarbakır'da sevilen, saygı duyulan, fakir fukaraya yardım eden biridir. Nevaf Bey'in Necla isminde çok güzel bir kızı vardır. 
     Yaz aylarında Dicle kenarındaki bostanlarında kurulan hüllelere Cumartesi gidip Pazartesi sabah dönerler. 
     Bostanlarında genç, yakışıklı ve dürüst bir ÅŸahsiyet sahibi olan Harun isminde bir genç çalışmaktadır. Bey hülleye geldiÄŸinde Harun bostanda yatar, onlara hizmet eder. Bey'in kızına bostanı gezdirir, beraber domates, patlıcan, biber, kavun ve karpuz toplarlar. Nevaf Bey, bu gencin dürüstlüğüne ve karakterine güvendiÄŸi için bostanlarından toplanan sebze ve meyvelerin satımını ve hesabını da o'na bırakmıştır.
     Harun'a haber gönderen Nevaf Bey, Cumartesi misafirlerinin olacağını ve hazırlık yapmasını bildirir. Harun, iki hülleyi yeniden düzenler ve ÅŸehir merkezindeki Nevaf Bey'in evine giderek yorgan, döşek, battaniye ister. Evdeki Nevaf Bey'in kızı Necla'nın dadısı istenen eÅŸyaları hazırlarken Necla da Harun'a çay ikram eder. Cumartesi günü Dicle'den balık tutmasını ister. Hazırlanan eÅŸyaları alan Harun bostana gelir, yanma aldığı birkaç maraba ile hülleleri düzene sokar. Bey'in kızının isteÄŸini yerine getirmek üzere Dicle'de balık tutmaya çalışır.
     Gün cumartesidir. Gelen misafirler hülledeki döşeklerde oturup ayaklarını Dicle'nin serin sularına daldırmış, sohbet etmektedirler. DiÄŸer hüllede ise kadınlar akÅŸam yemeÄŸinin hazırlığını yapmaktadırlar. Harun, topladığı sebzeleri getirir ve kesilen koyunun etlerini satırla doÄŸrarken Necla, yanına gelerek "Ben senden balık istemiÅŸtim. Sen bize et yedireceksin" deyince Harun, "Balıkları tuttum fakat kalabalık olduÄŸu için eti de hazırlamak gerek" der. AkÅŸam sofra kurulmuÅŸ Nevaf Bey, misafirlerine mahçup olmamanın sevincini yaÅŸar ve Harun'un yanına giderek teÅŸekkür eder. O sırada Necla da gelerek balıkların piÅŸirilmesini söyler. Harun balıkların piÅŸirilmeye hazır olmadığını söyleyince Nevaf Bey, "Elinizdeki iÅŸi baÅŸkaları yapsın siz balıkları hazırlayın" der.
Harun, balıkları temizlemek için Dicle'nin kenarına geçer, Necla da kendisine yardıma gelir. Balıkları aceleyle temizlemeye çalışan Harun elindeki bıçakla başparmağını keser. Kanı durdurmaya çalışırken Necla cebinden çıkardığı mendili ile Harun'un parmağını bağlar. Balıklar pişirilir yenir. İyi ağırlanan misafirler, memnun bir şekilde pazar günü akşamüstü serinliğinde bostandan ayrılırlar.
      Harun, evden gelen eÅŸyaları geri götürür. Evde içli köfte yapılmaktadır. Dadı, Harun'a oturup beklemesini birkaç içli köfteyi haÅŸlayıp kendisine vereceÄŸini söyler. Necla, odasından gelerek Harun'a parmağındaki yaranın nasıl olduÄŸunu sorar. O da "İyidir, yara kapanıyor" der. Necla'nın parmağına baÄŸladığı mendili söküp vermeye çalışır. Necla, "Sökme kalsın" der. HaÅŸlanan içli köfteden bir paket yapılıp Harun'a verilir. 
     Bu iki genç arasında zamanla bir gönül bağı oluÅŸmaya baÅŸlar.Necla, Harun'u her gün görmek istemektedir. Necla, dadısıyla bostana gelmiÅŸtir. Harun'la beraber bostanı gezerler. Dadı çay demlemeye gider. Yalnız kalan iki genç sohbet ederler. Bu sohbet sırasında Necla kendisini babasından istetmesini Harun'a söyler. Harun, "Ben ne cesaretle seni babandan isteteyim ? Sen, Bey kızısın, zenginsin, ben kapınızda marabayım. Bey marabasına kızını vermez. KeÅŸke bilsem vereceÄŸini babanın kapısında kul olurum. Hem doÄŸru dürüst bir evim ve sana bakacak param da yok. Param olsaydı belki bana cesaret gelirdi seni istetirdim" der. Bu sözlere üzülen Necla, "Sen beni sevmiyorsun, sevseydin böyle söylemezdin" der. Harun da "Sen bir de gel benden sor, seni ne kadar sevdiÄŸimi" der. Bu konuÅŸmalar olurken dadı, elinde demlik ile yanlarına gelir ve konuÅŸmaları burada sona erer.
     Kızının sürekli bostana gitmek istemesi ve günlerini orada geçirmesi Nevaf Bey'i kuÅŸkulandırır. Kızının dadısına, "Bu kızda bir haller var dadı. Nedir bunun durumu ? Sen bana bu konuda bir ÅŸey demiyorsun. Bir yokla bakalım" der. Dadı, birkaç gün sonra kızının Harun'a gönlünü kaptırdığını Bey'e bildirir. Bey, "Bu ne cüret ? Benim kapımda çalışan biri benim kızıma göz koysun..! Ona haddini bildireceÄŸim" der. Harun'u yanına çağırtarak hakaret eder ve hesabını gördürerek iÅŸine son verir. Harun periÅŸan olmuÅŸtur. Hem iÅŸssiz kalmıştır hem de sevdiÄŸi kızı artık göremeyecektir.
     Ã–fkeli bir ÅŸekilde eve gelen Nevaf Bey, kızını yanına çağırtarak, "Sen benim ve ailemizin gururunu, izzeti nefsini ayaklar altına almak mı istiyorsun ? Ailemize yakışan ÅŸeyler yapmıyorsun. Bundan sonra evden dışarı çıkmak sana yasaktır" der. Ve dadısına dönerek, "Bir daha bu kızı sokaÄŸa bırakmayacaksın. Aksi takdirde seni suçlu sayarım" der.
     Babasının bu tepkisine çok üzülen Necla, odasından dışarı çıkmaz, yemek yemez, kimseyle konuÅŸmaz. SevdiÄŸi insanı kaybetmenin ızdırabını içinden bir türlü atamaz. Babası kızını bu durumdan kurtarmak için uygun biri ile evlendirmek ister ve bazı görücüler gelmeye baÅŸlar. Necla halen Harun'u düşünmektedir. Dadısına yalvararak onu buldurmasını, yerini öğrenmesini ister. Necla'nın bu haline dayanamayan dadı görevlendirdiÄŸi biri vasıtasıyla Harun'un bir baÅŸka bostanda çalıştığını öğrenir ve Necla'ya söyler. Harun'un yerini öğrenen Necla sevinçlidir. Gelen görücülerden birine kızını vermeye niyetlenen Nevaf Bey, dadıya durumu söyler. Yakında ÅŸerbet içmeye eve geleceklerin olduÄŸunu anlatır ve hazırlıklı olmalarını ister. Babasının kendisini baÅŸka biri ile evlendireceÄŸini duyan Necla yıkılır. Bir an evvel Harun'a haber göndererek kendisini isteyenler olduÄŸunu, babasının da bunu kabul ettiÄŸini ve yakında ÅŸerbet içmeye geleceklerini, bunun için bir ÅŸeyler yapmasını bildirmek ister. Necla, aÄŸlayarak dadısına yalvarıp son bir defa Harun'a haberci gönderip bu durumu ona bildirmek istediÄŸini söyler. Dadı, "Peki ne söyleyeceksen söyle ilettireyim ve bu konuyu bir daha açmayalım. Baban duyarsa ikimizi de öldürür" der. Necla, önceden piÅŸirttiÄŸi tavuÄŸu mutfaktan alarak odasına çıkar. Daha evvel biriktirdiÄŸi altınları tavuÄŸun içine iyice doldurur, sıkıca paket yaparak dadısına verir. "Dadı, bu tavuÄŸu da haberciye ver. Harun'a versin. Belki benim elimden son bir defa bir ÅŸey yiyecek, beni isteyenler var. Beni kaçırabilirse kaçırsın. Ben evden dışarı çıkamıyorum. Yakında ÅŸerbet içilecek bir ÅŸeyler yapsın." der. Dadı, paketi ve söylenecek sözleri haberciye intikal ettirir. Haberci, Harun'u bulur ve kuytu bir yere geçerler. Necla'nın isteÄŸini söyler ve paketi Harun'a verir. Harun, paketi açınca piÅŸirilmiÅŸ bir tavuk olduÄŸunu görür ve haberciye dönerek, "Ben kendisini bu tavukla mı kaçıracağım benimle dalga mı geçiyor" diyerek tavuÄŸu haberciye geri verir.
Haberci, tavuğu alır Harun'dan uzaklaştıktan sonra bir kenarda oturup bu tavuğu yemek için parçaladığında içinden altınlar dökülür. Neye uğradığını şaşıran haberci dökülen altınları toplar. Tavuğun içine koyup tekrar paketler ve hızla eve döner. Durumu dadıya anlatır. Dadı, Necla'nın odasına çıkıp Harun'un bu tavuğu geri gönderdiğini ve tavuğun içinin altın ile dolu olduğunu, bunu niye yaptığını sorunca Necla, "Ben bu tavuğun içini altın ile doldurdum ki bununla hazırlanıp beni kaçırsın. Kendisine imkan sağlamaya çalıştım fakat o bunu anlamamış, tavuğun içinin altın dolu olduğunu bilseydi belki bir şeyler yapmaya çalışacaktı" der.
       Necla'yı baÅŸka birisine verirler ve ÅŸerbet içilir. Birkaç ay sonra niÅŸan takılır. Necla aÄŸlamaklıdır. Dadı niye aÄŸladığını sorunca Necla "Dadı bana niÅŸan taktılar bundan sonra bir ordu bile getirse Harun'un artık beni alması veya kaçırması mümkün deÄŸildir. Alınyazım böyle imiÅŸ ne yapayım" der.

* Hadiseye isnat edilen türküyü Yusuf Tapan derleyip plağa okumuştur.

* Bu olayı Ankara Sincan'da Yusuf Tapan'ın hanımı ile oğlu Yaşar Tapan'dan 1999 yılında derledim.

                                                   Diyarbakır Kültürü
                                                   Vedat GÜLDOÄžAN